Avukatından Türkan Saylan’a Doğum Günü Münasebetiyle Açık Mektup: “Çağdaşlık Yolundaki Mücadeleleriniz…
Aynı zamanda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Onur Kurulu Üyesi ve Türkan Saylan’ın avukatı Hüseyin Karataş, Türkan Saylan’ın doğum günü münasebetiyle yazdığı açık mektubu ANKA Haber Ajansı üzerinden paylaştı. Karataş, “Çağdaşlık yolundaki mücadelelerinizin Cumhuriyetimizin 100. yılında yeniden başlamasını ve muvaffak olmasını diliyorum. Doğum gününüz kutlu olsun.”
Saylan’ın kumpas davalarında yargılandığı dönemde avukatlığını da yapan ÇYDD Onursal Yönetim Kurulu Üyesi avukat Hüseyin Karataş, 86. doğum gününde Türkan Saylan’a açık mektup yazdı. Karataş’ın mektubunda; Ergenekon kumpası ile Saylan’a FETÖ’nün iktidar siyasetinden yaptığı saldırıları hatırlattı, ekonomisiyasetten kült bağlara kadar çeşitli konulara değindi.
Karataş’ın Saylan’a yazdığı ve ÇYDD’nin tüm aksiliklere rağmen Türkan Saylan’ın açtığı yolu izlediğini belirttiği açık mektup şöyle:
“Yıllar önce televizyon programında devlet ekiplerine paralel yapının sızma projelerini anlatmıştınız. Bu gerçekleri anlatmanızdan dolayı 13. Nisan 2009’da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği şube ve yöneticilerinin konutları iş başında. ülkemizde eğitim bulamayan sizler ve çocuklarımız için uydurulmuş Ergenekon yapısı içinde olduğunuz gerekçesiyle basıldı, Prof. Dr. Ayşe Yüksel tutuklandı.
Bu hukuksuzlukları gördünüz ve cehalete karşı bu çabayı sürdüreceğinizi ve bugün diplomamı benden alırlarsa gidip yenisini alacağımı söylediniz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de açtığınız yolda tüm aksiliklere rağmen yürüyor.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından paralel yapılanmanın adı FETÖ terör örgütü oldu.
Doğum gününüzde yazdığım mektuplarda size bu gelişmelerden bahsetmiştim.
Bu menfur saldırılar sonucunda açılan davalar muhtemelen eski paralel yapının sona ermesinden dolayı beraatlerle sonuçlandı ve o dönemin kurgu olan savcı ve hakimleri hakkında suç duyurusunda bulunduk.
Savcı ve hakimlerinden yurt dışına kaçmasına izin verilenler yurt dışına kaçtı. Kaçanlar ve kalanlar hakkında, uydurma deliller ürettikleri ve Anayasal sisteme aykırı hareket ettikleri için cezalandırılmaları talep edilerek davalar açıldı.
Yargılanan Zekeriya Öz ile geçersiz delilleri bildikleri halde gerçek kabul eden ve kişilerin özgürlüklerini kısıtlayan yargıçların yargı mensubu olduğu yargıç, 07.12’de Ankara’da Yargıtay’da görüldü. .2022.
Duruşmada firari Zekeriya ve diğerlerinin ‘yeniden’ yakalanmasına karar verildi.
2022’nin sonlarına yaklaştığımız bu günlerde ülkemizde bir kaç şeyi daha özetleyeyim.
Kızların okusun, iş bulsun, berdel olmasın diye uğraşırken sana ne tür saldırılar yapıldı?
Ne yazık ki bu günlerin gündem maddelerinden biri de mezhep ve cemaatlerdeki istismarlardır.
İmam nikahlı 6 yaşındaki kız çocuğu, o yaşta maruz kaldığı cinsel istismarı yıllar sonra şikayetçi olduğu şikayetinde anlattı. Olayla ilgili tutuklama kararı çıkmadı.
Bir suç örgütü lideri, sosyal medya paylaşımlarıyla ülkemizin uyuşturucu ve kara para aklama cennetine dönüştürüldüğünü açıkladı. Maalesef ülkemizde haksızlığa uğrayanlar, mafya liderinden yardım ummaktadırlar.
Emperyalizm artık savaşarak dünyanın kaynaklarına el koymayı bırakmıştır. İki tarafı silahlandırarak, savaştırarak ve kazananın yanında yer alarak kaynakları ele geçiriyorlar.
Emperyalist ülkelerin savaşla ele geçiremediği ülkemizin demografik yapısını değiştirmek için delik deşik edilmiş sınırlarımızdan kaçak mülteciler ve teröristler sokularak gelecek planları yapılıyor. Ülkemizde can güvenliği bile tartışılır.
Kimsenin dokunmaya cesaret edemediği cüzzamlıları dokunarak tedavi ederken, hekimlerimize ‘yurt dışına çıkarlarsa bırakın’ denildi. Hekimler ve profesyonel ve eğitimli gençlerimiz birer birer ülkemizden başka ülkelere gidiyor. Sahte diplomalı doktorlar ve avukatlar bu işin ortasına düşüyor. Başka ne çıkacak?
Uluslararası kurallarda mütekabiliyet diye bir unsur vardır. Bu element iki alanda çok değerlidir. Biri emlak satışı için, diğeri vize içindir. ‘Sen benim vatandaşıma gayrimenkul satarsan ben de senin vatandaşına satarım. Sen benim vatandaşıma kaç metrekare satarsan ben senin vatandaşına satarım. Benim vatandaşımdan vize istiyorsanız, sizin vatandaşınızdan isteyeceğim.
Bu ilkeleri tamamen terk etmek üzereyiz. O ülkeler bizim vatandaşlarımıza bir metrekare arsa satmasa da bizim o ülke vatandaşlarına sattığımız gayrimenkuller ve gayrimenkul aldıkları için vatandaşlık verdiğimiz insan sayısı inanılmaz.
Ekonomi sınırsız bir iflas içinde. Fiyat artışları insanları açlığa mahkum ederken, bakanlar dünyanın başkanı olduğumuzu savunuyorlar.
Milletvekilleri bir partiden daha önce düşman ilan ettikleri başka bir partiye aktarılıyor. Daha önce hakkında hiçbir şey söylemedikleri kişilerle iç içe geçmiş bir görünüm verirler. Ve şimdi normal.
Mecliste daha önce var olan olağan sohbet ve sohbetler, küfür ve baskınlara dönüştü.
Bütçe görüşmeleri sırasında bir milletvekili bir milletvekilini yumrukladı ve saldırıya uğrayan milletvekilinin kalbi durdu. Elektroşokla hayata döndürüldü.
Bir parti genel başkanı ofisinde bıçaklandı.
Ne yazık ki ‘tuz kokan günler’ tabiri mevcut durumu anlatmak için yeterli değil. İnsan maliyetlerinin varlığının tartışıldığı günlerdeyiz.
Çağdaşlık yolundaki çabalarınızın Cumhuriyetimizin 100. yılında yeniden başlamasını ve başarıya ulaşmasını diliyorum. doğum günün kutlu olsun.^